About

Bahadır Karasu ( Born April, 1990 in Bandirma, Turkey) is a Turkish low-budget film maker. He began his cinema career in 2008 with the short Me. That was his first expiremental short film. He keeps up working on expiremental short movie scripts. There is a door he said that opened to success and you must build your key to opened this door by creating new editing and story style. Now he is working on the low-budget film industry as scriptwriter post-production assistant and director. He also joined foreign film maker group. In 2009 He created a group named youngfilmmaker. Recently He is working on lots of local and foreign short films, also writing film scripts. Now he's the owner of independent production company named "Piranha Film". He created "Piranha Film" with the support of his loyal crew and friends.


He generally use noir effect in his film because he loves noir movies. He always put the narrator on his film. He firstly select the film soundtracks then he write his script while listening the soundtrack. According to him, Music and Acting are the most important things in the cinema. On his all films, editing,sound effects, visual effect and the other all stuff was done by him. He generally works on mystery,psychological thriller, and monolog style scripts. His short films thoroughly examine Human's psychology, stories always depict that examining of depth human psychology. He claimed that He loves and following the Lars Von Trier, Darren Aronofosky, David Lynch , Woody Allen, Steeve McQueen's , Christoper Nolan's cinema but he also said that ; It's great to loving other's jobs but it's wrong to want to be like them. Cinema is the thing about style and creativity and you have to be "you". You show to the people whatever your problems are with life by shooting twenty four times in a second in Cinema.

1990 yılında Bandırma’da doğdu. İlkokul öğretimini Bandırma’da tamamlayıp Liseyi ise Gönen Anadolu Turizm meslek lisesinde bitirdi, şu an İzmir Ege Üniversitesi Turist Rehberliği bölümünde okuyan Bahadır asla Sinema eğitimi görmeyi düşünmüyor.

Bahadır Karasu’ya göre içinde bir yerde gizli olan sinema aşkı 14'lü yaşlarında açığa çıktı, amatör kameralarla çekimler yapmaya başlamıştı.

Lise bittikten sonra artık sinemaya iyice aşık olmuştu gece gündüz projeler düşünüyordu, ancak maddi imkansızlıklar neticesinde bir çok projesi yarım kaldı, senaryo yazımını devam ettiren Bahadır sıfır bütçeli kısa filmler çekmeye başlayarak amatör kariyerine başladı. Kısa filmlere ilk olarak 2009 yılında çektiği " Me " filmi ile başladı.

Onun için her kısa film merdivenden bir basamak çıkmak demek. Kendisi gibi bağımsız düşük bütçeli film yapımcısı arkadaşı olan Ekrem Doydu ile birlikte Bağımsız Sinema'ya hizmet edecek Pirana Film'i kurdu. Bahadır Karasu filmlerine olumlu veya olumsuz tüm eleştirileri bir kenara bırakıp kendini hep geliştirmek istiyordu . Nitekim Amerikan ve ingiliz bağımsız sinema gruplarına katıldı. Yüzüklerin efendisi fan filminde danışman görevini üstlendi ( The Hunt For Gollum ) Filmin Türkiye’deki prodüksiyon asistanı olan Bahadır Karasu bu çalışmada yer almaktan gurur duyuyor. Bahadır, bağımsız ve düşük bütçeli yapımlar yapmaya devam etmekte. Woody Allen, Christoper Nolan, Lars Von Trier , David Lynch Darren Aronofosky ve Lasse Halström sinemasını her zaman sevdiğini ve takip ettiğini söyleyen Bahadır, "kişileri örnek almak ve sevmek güzel bir şey ancak onlar gibi olmak istemek yanlış... nitekim sinema tarz meselesi ve yaratıcılıkla meydana gelen bir olaydır.. anlatmak istediklerinizi saniyede 25 defa ekrana vurursunuz bu yüzden sinemada siz, gerçek siz olmak zorundasınız demiştir." Noir Film tarzından hoşlanması onu birazda sinema konseptinde karamsar senaryolar yazmaya itmştir. Şu an için bütçesizlikle uğraşması neticesinden ses ile gelen problemleri gidermek amacıyla filmlerinde anlatıcı (narrator) kullanmayı terci etmiştir. Senaryoları yazarken filmde kullanacağı ya da kullanacağına benzer müzikleri açar ve müzik eşliğinde senaryoyu yazar... bunun ilham getirisinin fazla olduğunu söyler. Sinema'da Auteur tarzı yönetmenlerin saygınlığının yüksek olduğunu vurgulayarak... hikayesini yazması dışında, ses ve görüntü efektleri ve kurguyuda kendisi yapmayı tercih etmiştir. Genelde senaryoları derin insan psikolojisi üzerindedir. Hikayeler genellike insan psikolojisinin derinlerinden yüzeye çıkmak için çaba vermektedir.