Evet yaşamak kavramından ne anlıyorum ki ?  Uyumak, yemek yemek, tuvalete gitmek, gezmek , kanepeye rahatça uzanmak, televizyon karşısında kumanda ile uzun uzun gerilmek ve daha neler neler ? Ne yaşıyorum ben... yaşam benimi yaşıyor ben mi yaşamı yaşıyorum. Yaşam benim üstüme mi geliyor benmi onun üstüne gidiyorum. Yaşamak kavramı öyle bir kavram ki bir küp düşünün yaşamı o küpün içine sığdıramazmısınız yine ben yaşıyorum diyebilirsiniz. Dört duvar arasında kalsanız bile. İnsanlar çağın gerektirdiği gibi mi yaşıyor sizce ? Bana göre modern çağ diye birşey yoktur... her çağ insanı kendi modernizmini yaşamazmı. Sultan Alparslan'ın bir hikayesi vardır. O hikayedeki yaklaşım her zaman dikkatimi çekmiştir benim. 11. Yüzyılda geçiyor bu hikaye o zaman çağın gerektirdiği bir savaş yaşamı var. Kılıç o zamanlar en önemli obje insan için. Sulltan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe
gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
- Biz de onlara yaklaşıyoruz.

http://a3.sphotos.ak.fbcdn.net/photos-ak-snc1/v377/95/39/37352052274/n37352052274_1638120_8524.jpgEvet Alparslan öyle diyor. Onun için karşısına ne çıkacağı önemsiz çünkü o bir yolda ilerliyor geriye dönmek yok karşısına ne çıkarsa çıksın zafer yada mağlubiyet ama o gitmekte kararlı. Alparslan'ın bu yaklaşımı yaşamla benim aramdaki mücadeleyide anlatıyor sanki, Sultan Alparslan kılıcıyla ilerliyor umursamaz ama kararlı her sonuç onun için önemsiz sadece ilerlemek. Ben ne derseniz deyin 4 duvar içinde hikaye yazıyorum müzikle yaşıyorum müzik ne olursa olsun o 4 duvardan çıkmama izin veriyor yani bedenim olduğu yerde dururken ruhum müzikle beraber yoluna çıkıyor, gitmesini istediğim yere gidiyor. Hikayeler'i ruhumun gezip dolaştığı döndükten sonra bana anlattığı anılardan yazıyorum. Sonuç ne ? Film yapacağız dertlerimi beyaz kağıttan beyaz perdeye taşımak. Dört duvar arasında yaşarken ben benim ruhumun ne yaptığını izletmek amaç. Ama ne var elde ? Sadece bir kamera var. Sultan Alparslanda ne vardı 1 kılıcı, atı ve 27 bin askeri.  Benim kameram ve kameramın çekeceği bir yaşam var.. yaşanmamış diyebilirsiniz ama aslında yaşanmış bir yaşamı çekecek. Sadece gidiyorum ne olursa olsun... ne sıkıntı olursa olsun ruhumun neler yapabildiğini göstermem gerek sonuç ne olursa olsun berbat birşeyde çıksa sadece ilerlemek amacım derdimi anlatmak. Elimdekilere bakıyorum ve ilerliyorum yaşam hayalet askerleriyle üstüme geliyor hissediyorum dört duvar arasında. Ama diyorum ki bende sana geliyorum. Kazanırım ya da kaybederim neticede kaçmıyorum ve geliyorum... asla arkaya bakmak yok sadece ilerle yolun nereye çıkacağını biliyorsun. Çünkü ruhun gitti ve geldi sana rehber olacak. Ve hissediyorum... yaşamın askerleri varsa benimde ruhum var. Ölümsüz bir ruhum. Biliyorum bir gün o tek pencereden göreceksiniz beni. Ben o odada bekliyor olacağım.


0 yorum:

top